Yaşam Ağacı Derneği olarak her ay gerçekleştirdiğimiz panel ve seminerlere bu ay ‘İşçi Sınıfı Hareketi Tarihi ve Sendikalar’ konulu seminer ile başladık. Katılımın yoğun olduğu seminer 14.00’da başladı ve ilk bölümde sözü alan Ali Şahmo Dünya’da gerçekleşen işçi sınıfı hareketi üzerine bilgileri sunarak Türkiye’den örnekler sıraladı. Türkiye’de gerçekleşen darbelerin sınıfsal yükselişlerin önünü kesmek ve halk muhalefetini susturmak için gerçekleştirdiğini belirten Şahmo egemenlerin şiddet aygıtları ile işçi sınıfı hareketine indirmeye çalıştığı darbeler sınıf hareketini susturamadığını belirtti.Bugünden itibaren baktığımız zaman sınıfsal hareketin gücünün azaldığı ve sınıf bilincinin zedelendiğini vurgulayan Şahmo bugün esasta demokratik kitle örgütünün ve sendikaların daha fazla katkılar sunması ve daha fazla emek vermesi gerektiğini belirterek sözü Nazif Töreye verdi.
Nazif Töre yapacağı sunumda aktif bir şekilde çalışması, sendikal faaliyetleri ve işçi sınıfının güncel ve somut durumuna dönük perspektif sunacağını belirtti. İlk olarak sınıfsal mücadeleye ve sendikal faaliyetle tanışmasını anlatarak şuan sendikal mücadele içerisinde bir işçi olarak yaşamını sürdürdüğünü belirtti. Bir işçinin çalışmaya başladığı günden itibaren işverenlerin engelleri ile karşılaştığını belirtti. İşçi sınıfının gerçekleşen bu baskılara karşı verdikleri mücadeleleri anlattı. Sendikal faaliyet yürütürken sendikacıların sınıfsal mücadeleye çok fazla teorik yaklaşımından kaynaklı somut gerçekliği görmeden bir yaklaşım sergilediklerini ve bununda yanlış olduğunu belirtti. Yapılacak olan ise daha örgütlü ve daha sıkı çalışmanın olması gerektiğini belirtti. Sendika yöneticileri içerisinde gerçekleşen egemenlik kavgalarının sınıfsal mücadeleye hiçbir katkısı olmadığı gibi sınıfın mevcut durumuna da darbeler vuran tavırlar anlayışlar olduğunu vurguladı. Sendikaların iç çekişmeleri örgütlenme potansiyeli olan işçiler açısından değerlendirildiği zaman işçilerin örgütlenebileceği bir zemin olmadığını ve işçileri de umutsuzluğa ve pasifliğe iten bir durumu yarattığını belirtti. Sendikaların siyasi partiler tarafından bir basamak veya megafonu haline dönmesinden bahseden Töre bu durumun işçi sınıfının gerçekliğini ve somut sorunlarına yönelik faaliyetlerin atıl kalmasına sebep olduğunu belirtti. Sendika temsilcilerinin egemen sınıfın payandası olan ve onların çığırtkanlığını yapan yöneticilerin olmaması gerektiğini vurguladı. Bu sorunun ancak işçi sınıfının vereceği mücadele ile ortadan kalkacağını söyledi.
Her iki konuşmacıda işçilerin ve sendikaların içerisinde bulunduğu mevcut koşulları belirterek sözü katılımcılara bırakıp soru cevap bölümüne geçtiler.Soru cevap bölümünde söz alan katılımcılar günümüz koşulların zor olsa da sınıfsal mücadele ya da sınıfın açığa çıkması somut olarak görülüyor 3. Havaalanı işçilerinin göstermiş olduğu direnişe temas ettiler. Devrimci demokrat kurumların bazı sendikaları kendi kurumları gibi işletmesi ve aynı zamanda burada bürokratlaşmalarının tehlikeli olduğuna vurgu yapıldı. Sendikaların ve devrimci demokrat kurumların sınıftan uzak politikalar yaptığını ve sınıfsal mücadeleyi öncelemediği dile getirildi.